Monthly Archives: Mayıs 2024

Duâ-gu duası

Duâ-gu duası
(Post Duası)

Bârekâllâh ve berekât-ı Kelâmullâhrâ.
Semâ’râ, safârâ, vefârâ, vecdü hâlât-ı merdân-ı Hudârâ.
Evvel azamet-i buzurgî-i Huda ve risâlât-ı rûh-ı pâk-i Hazret-i Habîbullâhrâ.
Ve Çhâr Yâr-ı güzîn-i bâ sâfa,
Ve Hazret-i İmâm Hasan-ı Alî ve Hazreti İmâm Huseyn-i Velî ezvacı mutahhâra evlad-ı resul ve Şühedâ-yı deşt-i Kerbelârâ.
Ve evliyâ-yı agâh ve ârifân-ı billâh, alel husus
Hazret-i Sultânel-ûlemâ, Seyyid Burhâneddîn-i Muhakkık-i Tirmizî, Kutbül-ârifîn, gavsül-vâsılîn Hazret-i Hudâvendgârrâ .
Ve Hazret-i Şeyh Şemseddin-i Tebrîzî ve Çelebi Husâmeddîn ve Şeyh Salâhaddîn-i Zer-kûb-ı Konevî,
Şeyh Kerîmüddîn, Sultân ibni Sultân Hazret-i Sultân Veled Efendi ve Vâlide-i Sultânrâ.
Ve Hazret-i Ulu Arif Çelebi ve sair Çelebiyân-i Kiram, Zevi’l ihtiram meşayih-i hulefâ, dedegân, dervîşan, muhibban ve fukarâ-i mazi râ.
Ve selameti Çelebi efendi ve Dede efendi râ
Devam-ı ömr-ü devlet-i Cumhuriyeti Türkiye
ve selâmet-i reis-i devlet ve selâmet-i hükümet ve vükelây-ı millet râ.
Safâ-yı vakt-i dervîşân, hâzırân, gaaibân, dûstân, muhibbân râ,
ez şark-ı âlem tâ be gârb-ı âlem ervâh-ı güzeştegân-ı kâffe-i ehl-i imânrâ.
Ve rızâ-yı Hudârâ Fâtihatül Kitâb berhânîm azîzâ.

(içten Fatiha okunur)

“Azamet-i Hudârâ tekbîr:
Allâhu ekber Allâhu ekber, lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber,
Allâhu ekber ve lillâhil hamd.
essalâtu vesselâmu aleyke yâ Rasulallâh,
essalâtu vesselâmu aleyke yâ Habîballâh,
essalâtu vesselâmu aleyke yâ nûre Arşillâh,
essalâtu vesselâmu aleyke yâ Seyyidel evveline vel âhırin
ve şefî’-al müznibîn ve selâmûn alel mürselîn
vel hamdü lillâhi rabbil-âlemînnn”.

TÜRKÇESİ

Cenab-ı Allah’ın ve mübarek sözünün bereketi için yüceler yücesi Rabb’ımızın büyüklüğü ve bağışlaması herkese olsun.

Özellikle peygamberlerin sultanı iyi insanların önderi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)in pak, temiz, aziz, latif, arı ve mukaddes, şerefli ruhu için.

(Sonra) seçilmiş Dört büyük halife (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali Hazretleri) ruhları için.

Ali’nin oğlu İmam Hasan ve İmam Hüseyin, Temiz eşleri, Allah Resülünün çocukları ve Kerbelâ Çölü’nün şehitleri için;

(Her şeyden) haberdâr olan evliyanın ve Allah velilerinin (ariflerinin) tamamı; ve özellikle Hazret-i Sultânü’l-Ulemâ ve Hazret-i Seyyid Burhânüddîn-i Muhakkık-ı Tirmizî, ariflerin kutbu (lideri, önderi), Allah’a ulaşmışların şeyhi Hazret-i Mevlâna (Hüdâvendigâr) için ve Hazret-i Şeyh Şemsüddîn-i Tebrizî (Tebrizli Şems) ve Konyalı Selâhaddîn-i Zerkûb, Şeyh Kerîmüddîn, Sultân oğlu Sultân Hazret-i Sultân Veled Efendi ve Sultân’ın annesi (Mü’mine Hatun: Mevlâna’nın annesi) için ve Hazret-i Ulu Arif Çelebi ve geçmişteki diğer saygın, asil Çelebiler, şeyhler, halifeler (Mevlevi temsilcileri) dedeler, dervişler, muhibler (Mevlâna ve Mevlevîlik’e sempati duyanlar) ve fakirler (Mevlevîlik’e hizmeti geçenler) için;

Hazret-i Çelebi Efendi (dönemin Çelebisi) ve Dede Efendinin (Semâdaki dede) selâmeti için ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin devamı ve selâmeti için Müslümanların selâmeti için. Ve bu dergâhın banisi (inşâ edeni)… Dedenin göç eden ruhu için;

Dervişlerin, burada bulunan ve bulunmayanların, Mevlevîlerin ve severlerinin vakitlerinin güzel olması için;

Doğudan Batıya kadar tüm dünyadaki iman sahiplerinin ruhlarının tamamı için;

Ve Allah rızası için Kitabın (Kur’ân-ı Kerîm’in) Fatiha’sını okuyalım ey dostlar!

Allah’ın yüceliği için Tekbir… Allâhu ekber Allâhu ekber, la ilahe illalâhu vallâhu ekber, Allâhu ekber ve lillâhil hamd. Assalâtu vesselâmu aleyke yâ Rasûlallâh, asselâtü ves-selâmü aleyke yâ Habiballâh, asselâtü vesselâmu aleyke yâ nûre Arşillâh, asselâtü vesselâmu aleyke yâ Seyyidel evveline vel âhirin ve şefi’-al müznibin ve selâmün alelmürselin vel hamdü lillâhi rabil-âlemin.”

GÜLBANG

İnayet-i Yezdân, himmet-i merdân ber mâ hâzır nâzır bâd.
(Allah’ın yardımı ve erlerin himmeti üstümüzde hazır nazır olsun)

Vakt-i şerifler hayrola, Hayırlar fethola, Şerler defola
Kulüb-ı âşıkan güşâd ola. Demler, safâlar ziyâde ola,
Dem-i Hazret-i Mevlâna, sırr-ı cenâb-ı Şems-i Tebrizi ,
kerem-i İmâm-ı Ali Şefaâti Muhammed-i nebi
hu diyelim huuuuuu.

Mustafa Holat Dede’nin sesinden

KONYA’DAN DÜNYA’YA MEVLÂNA İZLERİ

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi 30. yıl etkinleri devam ediyor. Karatay Belediyesi iş birliği ile Ali Ulvi Kurucu Gençlik Merkezinde yapılan ve Prof. Dr. Nuri Şimşekler’in düzenlediği, Mevlâna ailesinin Konya’yı teşriflerinin 796. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen “Konya’dan Dünya’ya Mevlâna İzleri” panelinde Konya’nın tanınmış  postnîşînlerden ve dünyanın bir çok ülkesinde Hz. Mevlâna’yı Semâ mukabelesi ile tanıtan ve anlatan Mustafa Holat, Fahri Özçakıl ve Nadir Karnıbüyükler konuştu. Uluslararası Mevlânâ Vakfı Başkanı Hz. Mevlâna’nın 22. Kuşaktan torunu Esin Çelebi hanımefendi de programda hazır bulundu.

MEVLÂNA KONYA’NIN SİCİL BELGESİDİR.

Açılışta Mevlâna ve eserlerinin dünyaya nasıl yayıldığı, tercümeleri, ve gördüğü ilgi hakkında genel bir bilgi veren Prof. Dr. Nuri Şimşekler “Günümüzde batıda ve özellikle Amerika’da Mevlâna, fikirleri ve Mevlevîlik kültürünün gördüğü ilgi tahminlerden oldukça yüksektir.” Dedi. Şimşekler’in açılış konuşmasından sonra panele geçildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığında uzun yıllar görev yapan Potnişîn Mustafa Holat’ın konuşması ile başlayan panelde Holat dede; annesinin kendisine 6 aylık hamileyken Hz. Pir’in rüyasına gelip Semâ yaptırdığını, Mevleviliğe başlama sebebinin anne karnından geldiğini anlattı. Süleyman Hayati Loras dede ile yaşadığı anılarını da anlatan Holat dede, “Her gün evinde misafirler olurdu, misafirsiz bir günü geçmezdi” dedi. Babasının Kapu Camii civarında de terzi olduğunu, sıkıntıda olduğu zamanlar diğer esnafların hemen halinden anladığı ve kendi aralarında yardım için para toplayıp destek olduklarını anlatan Holat dede Hz. Mevlâna ahlakı ve Mevleviliği düstur edinen Konya esnafı ahlakı hakkında örnekler verdi.

Panel yöneticisi Prof. Dr. Nuri Şimşekler Holat dedenin Konya hassasiyeti üzerine Konya’nın yetiştirmiş olduğu ilk Başbakan Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ın sözlerinden örnek vererek “Nereye gitsem Konyalı’yım deyince hazır sempati, muhabbet ve saygıyla karşılanıyorum. Bu bana değil Hz. Mevlâna’ya olan saygıdandır diyor, bundan dolayı hepimiz için Konya’dan gelmiş olmak, Hz. Mevlâna’nın makamından gelmek demektir. Konya Mevlâna’nın sicil belgesidir.” dedi.

Prof. Dr. Şimşekler “Gençliğimin ilk dönemlerinde, ham olduğum zamanlar yurtdışına Semâ için gidilmesinin gereksiz olduğunu düşünüyordum, insanlar gelip Konya’da izlemeli diye söylüyordum. Ama kendi ülkelerinde Semâ seyredip etkilenerek Mevlâna’yı araştırmaya başladıklarını ve eğer takdir edilmişse Mevlâna’dan Mevla’ya ulaşabildiklerini görüp şahit olunca bu düşüncemin yanlış olduğunun farkına vardım.” Dedi

İkinci konuşmacı olan Kültür ve Turizm bakanlığı Postnişîni Fahri Özçakıl “Mevlâna Celâleddin Rumi hazretlerini biz bir hayat biçimi olarak gördük, bundan da son derece memnunuz.” dedi. Yüzlerce ülkede Hz. Mevlâna ile ilgili etkinlikte bulunduklarını belirten Özçakıl “Asıl amacımız Hz.  Mevlâna’yı tanıtabilmek, sadece Semâ ile değil, Mevlevîlik kültürüyle de onun bize vermiş olduğu İslam’ın estetik güzelliğini oradaki insanlara aktarabilmeyi görev sayıyoruz. Semâ’dan önce bir bilgilendirme yapılması çok önemli, yabancılar özellikle Dönen Dervişler diye tabir ediyor. Bunun altyapısına indikleri zaman bu işin manevi olduğunu ve İslam’ın estetik bir güzelliğini, tasavvufun bir farklı boyutunu, Allah’a ulaşmak yolu ile yapılmış olan bir ritüel olduğu düşüncesiyle insanın gönlüne hitap ettiğini anlıyorlar” dedi.

Yine uzun yıllar ülkemizde ve yurt dışında Mevlâna’nın fikirleri ve kültürünü Semâ ile anlatmaya çalışan Uluslararası Mevlâna Vakfı Postnişîni Nadir Karnıbüyükler ise gerek Konya’ya gelerek kendilerini bulan gerekse yurt dışındaki Semâ etkinliklerinde tanıştığı ve hayatlarına dokunduğu yabancılardan bahsederek “Bu dostların bir çoğu Hz. Mevlâna’yı ve Onun İslam merkezli fikirlerini tanıdıktan sonra Müslümanlığı seçmekteler, bu da Hz. Mevlâna’mızın dinimize yapmış olduğu en büyük hizmetlerdendir.  dedi.

TYB Konya Şubesi Üyesi akademisyen, yazar-şair ve Karaman eski belediye başkanı Dr. Kâmil Uğurlu, program sonunda katkılar sunmak üzere kürsüye davet edildi. Dr. Uğurlu “Burada yapılan konuşmalar şunu gösteriyor değerli dostlar. Mutlaka vakit geçirmeden bir Mevlâna Akademisi kurulmalıdır. Mevlâna Akademisi Mevlâna ve Mevlevilik konularında doğru ve güncel bilgiler üreterek hem ülkemize hem dünyaya sunmalıdır.” Diyerek yapılan panelin çok anlamlı olduğunun altını çizdi.

Programa katılan Hz. Mevlâna’nın 22. Kuşak torunu ve Uluslararası Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru da yurt dışından ve özellikle Amerika’dan çok davet aldıklarını ve modern dünya insanlarının Hz. Mevlâna’nın fikirlerine çok önem verdiğini ve bir çok güncel sorunlarına Hz. Mevlâna’nın beyit ve şiirlerinden çözüm bulduklarına şahit olduğunu dile getirdi.

Katılım beratı ve kitap takdiminden önce konuşmasını gerçekleştiren TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu “Ne kadar yurt dışına gittiysek her yerde Mevlâna bizi karşıladı, oranın da ev sahibiymiş sadece Konya’nın değil. Gittiğiniz yerde ‘Konya, Mevlâna’ dediniz mi sizin kim olduğunuzun hiçbir önemi yok, Hz. Pir’in etkisi, hatırı sizin gereğinden çok fazla ilgi ve alaka görmenizi sağlıyor. Biz de Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi olarak 25 yıldır yılda en az üç programı Mevlâna ve Mevlevilik üzerine yapmak için çalışıyoruz, her yıl Uluslararası Mevlâna şiir Şöleni’ni de aksatmadan yapmaya çalışıyoruz, geçtiğimiz yıllarda Konya ve Mevlâna konulu çok anlamlı programlar yaptık yapmaya devam edeceğiz.” Dedi.

Program sonuna Katılımcılara günün anısına katılım beratları ve TYB Konya Şubesi yayınlarından son ikisi olan “Cumhuriyetin 100. Yılında” ve “40 Ambar” kitapları takdim edildi.

Kaynak: MEVLÂNA KONYA’NIN SİCİL BELGESİDİR.